BOAI20 Turkish Translation

BUDAPEŞTE AÇIK ERİŞİM GİRİŞİMİ:
20. YILDÖNÜMÜ TAVSİYELERİ

ÖNSÖZ

Budapeşte Açık Erişim Girişimi, 14 Şubat 2022’de 20. yılını kutladı.

Yıldönümünü kutlamak için, BOAI Yönlendirme Komitesi, orijinal bildirgenin ilkelerine,
mevcut duruma ve dünyanın tüm disiplinlerinden ve tüm bölgelerinden işbirlikçilerin
katkılarına dayanan yeni bir dizi tavsiye yayınlamaktadır.

Eylül 2021’de, on iki soruluk bir ankete dayanarak dünyanın dört bir yanındaki çeşitli açık
erişim aktörlerinin görüş ve görüşlerini araştırdık. Sorularımıza verilen e-posta yanıtlarını
toplamanın yanı sıra, paydaş gruplar ve bölgesel topluluklarla bir dizi Zoom görüşmesine ev
sahipliği yaptık. Yorumlar, yeni tavsiyeler hakkındaki tartışmalarımıza anlam kattı. Tüm
katılımcılara teşekkür ediyoruz.

2002’deki orijinal BOAI bildirisinde ve 2012’deki 10. yıl dönümü bildirisinde ifade edilen
ilkelere bağlı kalmaya devam ediyoruz. Ancak AE’nin tarihi; AE literatürünün toplam
hacminin büyümesi, doğumdan itibaren AE olan yeni araştırma yüzdesindeki artış, AE
havuzlarının sayısındaki artış, yeni AE dergilerinin sayısındaki artış ve olmayanların
sayısındaki artış, AE olmayan dergilerinin AE’ye dönüşmesi ve AE ön baskılarının
kullanımında ve kabulünde büyüme gibi konularla gelişmeye devam etmektedir. Ayrıca, fon
sağlayıcılardan ve üniversitelerden gelen yeni AE politikalarının, AE politikalarının
uygulanması için yeni hizmetlerin, yeni araştırma değerlendirme uygulamalarının, yeni
araştırma altyapısının, yeni araçların, yeni dergi iş modellerinin, yeni hakem inceleme
yöntemlerinin, yeni AE seçeneklerinin yazarlar, yeni savunuculuk kuruluşları ile yeni
ortaklıklar ve ittifaklar için çoğaldığı görülmektedir

Geçtiğimiz yirmi yıl, belirli sistemik sorunlara ilişkin anlayışımızı da keskinleştirdi. Bugün,
tescilli altyapının neden olduğu zararlar, araştırma erişiminin ticari kontrolü, araştırma
değerlendirme göstergelerinin ticari kontrolü, dergi tabanlı araştırma ölçütleri, dergi
sıralamaları, yazarları ekonomik gerekçelerle dışlayan dergi iş modelleri (tıpkı abonelik
dergilerinin ekonomik gerekçelerle okuyucuları dışlaması gibi), arşiv açık erişimi üzerindeki
ambargolar, yayıncı münhasır hakları, bir makalenin bir derginin versiyonuna sınırlı bir
şekilde odaklanması ve AE’nin kendisini sağlamak için farklı yöntemler çerçevesinde
vazgeçilmeyen yanlış anlamalar hakkında daha önce bildiğimizden daha fazlasını biliyoruz.

Anlayışımız geliştikçe, açık altyapıyı, araştırma erişimi ve değerlendirme göstergelerinin
akademik veya kâr amacı gütmeyen kontrolünü, ambargo olmadan açık erişimi sağlamaya
yönelik politikaları, olumsuz teşvikler olmadan değerlendirme yöntemlerini, dergilerin
kapsayıcı iş modellerini ve araştırmalardaki temel değişiklikleri; ilgili teknolojik, politik veya
ekonomik değişimlerin ötesinde desteklemeye ihtiyaç olduğunu görüyoruz.
Açık erişimin kendi içinde bir amaç olmadığı, her şeyden önce eşitlik, kalite, kullanılabilirlik
ve araştırma sürdürülebilirliği gibi diğer hedeflere ulaşmak için bir araç olduğu giderek daha
açık hale geldi. Şimdi bu hedeflere karşı açık erişimin gelişimini ve bunları neyin
ilerletebileceğini veya zayıflatabileceğini değerlendirmemiz gerekiyor. Bu hedeflerle tutarlı
ve bunların uygulanmasına katkıda bulunabilecek açık erişim geliştirme stratejilerini
benimsememiz gerekiyor.

Kasıtlı olarak kapsamlı bir tavsiyeler listesi hedeflemiyoruz. 10 yıl önce BOAI’nin 10. yılı
için uzun bir liste oluşturduk ve bugün daha da uzun bir liste yazabiliriz. Ancak tecrübemiz,
kısa listelerin uzun listelerden daha etkili olabileceği yönündedir. Kısa listeler, yüksek
öncelikli tavsiyelerin değerli ancak daha az acil olan tavsiyelerin çığına gömülmesini önlerler.
Ayrıca, 10. yıldönümü açıklamamızdan bu yana, diğer birçok grup, desteklediğimiz ve
birlikte ele alındığında bölgeyi çok iyi kapsayan mükemmel tavsiye listeleri ürettiler. Daha
uzun listeler arasında, Kasım 2021 UNESCO Açık Bilim Tavsiyelerini, genişliği ve 193
ulustan onay almaları nedeniyle ayırabiliriz. Tüm UNESCO üye devletlerini yeni
tavsiyelerdeki ilkeleri uygulamaya davet ediyoruz.

Kendi listemizi daha kısa tutmak için yalnızca dört üst düzey tavsiyede (bazen uzun alt
noktalar ve ayrıntılar içerse de) bulunuyoruz. BOAI’nin her zaman yaptığı gibi, araştırma
makaleleri ve ön baskılar için açık erişime odaklanıyoruz. Açık verileri, açık meta verileri,
açık atıfları, açık kodu, açık protokolleri, açık kitapları, açık tezleri, açık eğitim kaynaklarını,
açık ders yazılımını, açık dijitalleştirme projelerini, açık lisansları, açık standartları, açık
akran incelemesini ve açık bilimi oluşturan uygulamaların çok daha fazlasını güçlü bir şekilde
destekliyoruz. Ayrıca, bu bileşen ve uygulamaların açık araştırma ve eğitim ekosistemindeki
yakınlıklarını görüyoruz. Fakat, tüm bu bileşenler ve uygulamalar için tavsiyelerde bulunmak,
listeyi uzatacak, çığ sorunu riski taşıyacaktır.

Bu tavsiyeleri sosyal ağlarda tartışırken #BOAI20 etiketini kullanacağınızı umuyoruz.

ÖZET

Açık erişim kendi başına bir amaç değil, daha ileri amaçlar için bir araçtır. Her şeyden önce,
araştırmanın eşitliği, kalitesi, kullanılabilirliği ve sürdürülebilirliği için bir araçtır. Dört üst
düzey tavsiyemiz, bu amaçlara doğru ilerlemeyi engelleyen sistemik sorunları ele almaktadır.

1. Açık altyapı üzerinde AE araştırmasına ev sahipliği yapmak. Metin, veri, meta veri,
kod ve diğer dijital araştırma ürünleri ve sonuçlarının barındırılması ve yayınlanması, açık ve
topluluk kontrollü altyapılar üzerinde olmalıdır. Gelecekteki erişim kısıtlamaları veya ticari
kuruluşlar tarafından kontrol edilme riskini en aza indiren altyapıyı kullanın. Açık altyapının
mevcut ihtiyaçlar için henüz yeterli olmadığı durumlarda, onu daha da geliştirin.

2. Teşvikleri iyileştirmek için araştırma değerlendirmesi ve ödüllerinde reform yapmak. Finansman kararları ve üniversite işe alma, terfi ve görev süresi kararları için araştırma
değerlendirme uygulamalarını ayarlayın. AE için caydırıcı unsurları ortadan kaldırın ve AE
için olumlu yeni teşvikler yaratın.

3. Yazarları ekonomik gerekçelerle asla dışlamayan kapsayıcı yayın ve dağıtım
kanallarını tercih etmek. AE havuzlarından ve APC olmayan dergilerden (“yeşil” ve
“elmas” AE) tam olarak yararlanın. Makale işleme ücretlerinden (ler) uzaklaşın.

4. AE araştırmasını yayınlamak için para harcadığımızda, AE’nin araç olduğu hedefleri
hatırlamak. Akademi liderliğindeki ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından kontrol
edilen, yeni AE literatürünü ticari olarak baskın dergilerde yoğunlaştırmaktan kaçınan ve bu
hedeflerle çelişen yerleşik modellerden kaçınan, dünyanın tüm bölgelerine fayda sağlayan
modelleri tercih edin. Oku ve yayınla sözleşmelerinden uzaklaşın.

Önümüzdeki 10 yıl için önemli tavsiyeler

1. Açık altyapı ve yönetimi

Metin, veri, meta veri, kod ve diğer dijital araştırma ürünleri ve sonuçlarını
barındırmak ve yayınlamak için açık ve topluluk kontrollü altyapıların kullanılmasını
öneririz. Bununla, özgür ve açık kaynaklı yazılımdan oluşturulmuş, açık standartlar altında
çalışan, birlikte çalışabilirlik için açık API’lerle ve mümkün olduğunda akademik yönetimdeki
veya diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşların sahip olduğu veya kontrol ettiği platformlarda

çalışan altyapıyı kastediyoruz. Burada bu kritik özelliklere sahip platformlara odaklanmakla
birlikte Açık Bilimsel Altyapı İlkelerindeki daha uzun özellik listesini destekliyoruz.

1.1. AE araştırması, kapalı, tescilli veya ticari altyapıda barındırıldığında muhafaza
riski altındadır. Bu altyapıların sahiplerinin halihazırda barındırdıkları içeriği
kullanıma sunması veya hatta belirli bir süre için bu hükme sözleşmeyle bağlı olması
mümkündür. Ancak bir gün aynı altyapı sahibi, erişimi kısıtlamanın daha fazla kâr
getirdiğini görebilir. Bu sahipler, bu konularda farklı bir bakış açısına sahip başka bir
kuruluş tarafından da satın alınabilir. AE araştırmasının en güvenli olduğu yerler,
akademi liderliğindeki kurumlarda ve gelecekte edinilmeye tabi olmayan, kârı
maksimize eden erişim kararlarına tabi olmayan ve kapatılma riskine tabi olmayan
altyapılardır. Akademi liderliğindeki açık altyapıyı benimsemek, AE araştırmasını
açık tutmanın ve sürdürülebilir kılmanın bir parçasıdır. Ayrıca, keşfedilebilirliği, akran
incelemesini, etki ölçümünü ve araştırma değerlendirmesini yayıncılıktan ayırmanın
bir parçasıdır.
1.2. Merkezi platformlar üzerinden dağıtılmış, bağımsız, birlikte çalışabilir açık
altyapı modüllerini öneriyoruz. Merkezileşme monokültürler yaratır ve monokültürler
kilitlenme ve durgunluk riskleri yaratır. Tekel olmadığında ve açıkken bile bu riskleri
yaratırlar.
1.3. Üniversiteler, araştırma kurumları ve finansman kuruluşları yeni araştırma
platformları seçerken veya inşa ederken, açık altyapıda ısrar etmelidirler. Uluslar
araştırma platformları kurduğunda veya araştırma platformları için teklif
verdiklerinde, açık altyapıda ısrar etmelidirler.
1.4. Ticari şirketlerin hizmetlerinden yararlanmak gerektiğinde, araştırma
kuruluşları açık kaynak altyapılarına dayalı hizmetleri tercih etmelidir. Bu şekilde,
araştırma topluluğu, satıcı hizmetin geliştirilmesi veya sürdürülmesi için önceliklerini
değiştirse bile, yazılıma ve onu kullanmak için sınırsız haklara sahip olacaktır.
1.5. Belirli bir zamanda belirli bir amaç için en iyi kapalı altyapı, açık
alternatiflerden daha iyi olabilir. Bu olasılığa rağmen, akademik kurumların kapalı
altyapıyı benimsemeden önce her zaman mevcut açık altyapıyı geliştirmeyi
düşünmelerini tavsiye ederiz. Açık alternatifler yetersizse, bu kapalı altyapıyı seçmek
için kısa vadeli iyi bir neden olabilir. Aynı zamanda, açık alternatifleri geliştirmek için
uzun vadeli iyi bir nedendir. Belirli bir amaç için bugün birinci sınıf açık altyapıya
sahip olamıyorsak, yarın sahip olmak için adımlar atmalıyız.
1.6. Benzer şekilde, belirli bir zamanda belirli bir amaç için en iyi merkezi altyapı,
merkezi olmayan alternatiflerden daha iyi olabilir. Ancak en iyi kapalı altyapı, parayı
daha iyi açık alternatifler inşa etmekten alıkoyduğu gibi, en iyi monokültür de parayı
daha iyi merkezi olmayan alternatifler inşa etmekten alıkoymaktadır. Uzun vadede,
hiçbir monokültür platform, açık formatlar temelinde çalışan, birlikte çalışabilir,
ücretsiz ve açık kaynaklı modüllerden oluşan bir sistemden daha iyi olamaz.
Dağıtılmış ekosistem, her proje ve kuruluşun yerel ihtiyaçlara en uygun modülleri
seçmesine olanak tanır. Kullanıcıların tüm sisteme bir alternatif oluşturmadan yeni
modüller geliştirmesini sağlar. Dağıtılmış bir ekosistem, araştırma aktörlerine çeşitli
modüller ve dolayısıyla belirli ihtiyaçlara uyarlanmış bir dizi olanak sunar. Böyle bir
ekosistem, kullanıcıların bir alternatifi bütünüyle yeniden düşünmek zorunda
kalmadan yeni modüller geliştirmesine olanak tanır. Küresel bilim topluluğunun,
merkezi bir platformun kısıtlamalarını kabul etmek zorunda kalmadan veya bu
merkezileşmenin yetkililerini platformlar içinde karmaşık değişiklikler yapmaya ikna
etmeye çalışmadan ihtiyaçlara uyum sağlamasına olanak tanır. Yukarıda belirtilen
nitelikler önemlidir çünkü politikalar gibi platformlar ve altyapılar yerel kısıtlamaları
ve gerçekleri hesaba kattıklarında daha etkilidir.
1.7. Kurumlar, açık altyapılarını veya bileşenlerini paylaşmayı düşünmelidir. Her
üniversitenin açık arşiv kullanması gerekir ama her üniversitenin kendi arşivine
ihtiyacı yoktur. Her AE yayıncısı, yönetim ve iş akışı araçlarından yararlanmalıdır,
ancak her yayıncının kendi araçlarına ihtiyacı yoktur. Birçok kurum ve ülkenin AE
yayın portallarına ihtiyacı vardır, ancak her birinin kendi portalına ihtiyacı yoktur ve
Hırvatistan, Etiyopya, Finlandiya, Yunanistan, Norveç, Sırbistan, İspanya ve Latin
Amerika’dakiler gibi ulusal veya bölgesel portallardan yararlanabilirler. Paylaşılan
altyapılar, bazı unsurları birlikte çalışabilir olsa bile, paylaşılmayan alternatiflerin
rekabet edemeyeceği avantajlara sahiptir. Açık arşiv örneğini ele alalım: Üniversiteler
için mevcut bir açık arşive katılmak, kendi kurumsal arşivlerini başlatmaktan daha
kolaydır. Paylaşılan bir açık arşivde metin ve veri madenciliğini desteklemek, birden
çok platforma göre daha kolaydır ve sonuçlar daha faydalı olacaktır. Çok sayıda
benzer depodan ziyade geniş bir açık arşiv deposunu korumak daha kolaydır. Pubmed
Central veya ArXiv gibi büyük açık arşiv örneklerinden de bildiğimiz gibi, bu arşivleri
bir okuma aracı olarak kullanan araştırmacılar, bunların bir depo aracı olarak değerini
daha iyi anlayabileceklerdir. Paylaşılan altyapı, tek bir kurumun kendi başına
geliştirmeyi göze alamayacağı son teknoloji özelliklere sahip olabilir.
1.8. Kurumlar, benimsemeye hazır olmadıkları yeni açık altyapıların ortaya
çıktığını gördüklerinde, bunların geliştirilmesine katılmaya çalışmalıdırlar. Mümkün
olduğunda, kurumlar ya BT ekipleri aracılığıyla ya da öğretim üyelerini veya
öğrencileri bu çabaya katılmaya teşvik ederek kodun geliştirilmesine katılmalıdır.
Kurumlar kod yazma konusunda yardımcı olamıyorlarsa, gelecekteki potansiyel
kullanıcıların beklenti ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamaları için BT geliştirmeden
sorumlu ekiplere yardımcı olabilmeleri gerekir. Bu yakın işbirliği, maliyetleri ve boşa
harcanan zamanı en aza indirirken, yeni altyapıların benimsenme ve kullanılma şansını
artıracaktır.
1.9. Açık araştırma altyapılarının belirlenmesinde yardım için aşağıdaki kaynakları
ve kuruluşları öneriyoruz: Açık Bilim Hizmetleri Sürdürülebilirliği için Küresel
Koalisyon (SCOSS), Açık Altyapıya Yatırım (IOI) Girişimi, Açık Araştırma
Altyapıları İlkelerine (POSI) bağlı kuruluşlar ve Araştırma Altyapısı Sağlayıcıları
Konsorsiyumu (SCIP). Ancak, bu listelerin hiçbiri tam değildir ve bazıları bilinçli
olarak seçicidir. Her akademi ve araştırma kuruluşu, ihtiyaçlarını karşılayacak açık
altyapıyı izlemelidir.

2. Araştırma değerlendirme uygulamaları

Üniversiteler ve araştırma kurumları tarafından finansman kararları ve işe alma,
terfi ve görev süresi kararları için araştırma değerlendirmesinde reform yapılmasını
öneriyoruz. Özenli reformlar, araştırmanın çeşitliliğinden, bulgularından veya
titizliğinden ödün vermeden açık erişim yayıncılığına yönelik caydırıcı unsurları ortadan
kaldırabilir ve benimsemeyi teşvik edebilir. Açık erişim lehine olan bu önlemler,
akademik özgürlük ve en yüksek kalite standartları ile tamamen uyumludur.
2.1. Üniversiteler, Dergi Etki Faktörü (JIF) ve JIF’lere bağlı dergi sıralamaları gibi
AE için teşvikleri bırakmalıdır. Sorun, AE dergilerinin geleneksel dergilerden daha
düşük JIF’lere sahip olması değildir. (AE’nin atıfları, hatta JIF’leri bile artırdığına dair
kanıtlar var.) Asıl sorun, standart bir açık erişim dergisinin standart bir geleneksel
dergiden daha genç olması ve yeni açık erişim dergilerinin geleneksel dergilerin
aksine bir etki faktörü olmamasıdır. Aynı nedenle, JIF’ler iklim değişikliğinin
azaltılması gibi yeni ortaya çıkan konularda yeni dergilere (hem AE hem de AE olmayan) karşı ayrımcılık yapmaktadır. Asıl sorun, standart bir açık erişim dergisinin standart bir geleneksel dergiden daha genç olması ve yeni açık erişim dergilerinin geleneksel dergilerin aksine bir etki faktörü olmamasıdır. Ayrıca dilleri, coğrafi konumları veya kurumsal bağlantıları nedeniyle ticari hizmetlerde indekslenmeyen dergilere karşı da ayrımcılık yaparlar. Ek olarak, değerlendirme amacıyla JIF’lere güvendiğimizde, kalite göstergesi için etki göstergesini ve dergi göstergelerini makale veya yazar göstergeleri olarak karıştırıyoruz. (Ayrıca BOAI-10 deklarasyonundaki
Tavsiye 1.5’e bakınız).
2.2. Araştırma değerlendirme komiteleri, örneğin AE’ye karşı oldukları için nadiren
kasıtlı olarak AE için caydırıcı şeyler yaratırlar. Caydırıcı unsurlar, dergi
sıralamalarının kullanımı, dergi düzeyinde metrikler, belirli dergilerde yayın için
ödüller veya AE dergilerinin tamamının veya çoğunun "yağmacı" olduğu yanlış
varsayımı gibi diğer uygulamaların genellikle fark edilmeyen yan etkileridir. Benzer
şekilde, yapıcı reformların eksikliği birçok engelden kaynaklanmaktadır ve neredeyse
hiçbir zaman AE’nin kendisine muhalefetten kaynaklanmamaktadır.
2.3. AE için araştırma değerlendirme uygulamalarından caydırıcı unsurları ortadan
kaldırmak, ileriye doğru atılmış büyük bir adım olacaktır. Ancak, AE için olumlu
teşvikler yaratmak için yeni uygulamaları da destekliyoruz. Liege Üniversitesi'nin
fakülte makalelerini yalnızca makaleler kurumsal arşivde depolandığında terfi ve
görev süresi için değerlendirmeye yönelik öncü uygulama, iyi bir örnektir. Birkaç
üniversite de aynı şeyi yaptı, ancak yeterli değil. Açıkça bu uygulama, araştırma
konularına, sonuçlarına veya kalitesine değinmemektedir. (BOAI-10’un 1.6
Tavsiyesinde Liege benzeri politikaları desteklediğimizi unutmayın.)
2.4. Terfi ve görev süresi komiteleri, kariyerinin başındaki araştırmacıların açık
erişim olmayan prestijli veya yüksek etkili dergilerde yayın yapmalarını beklerken,
açık erişime karşı caydırıcı faktörler yarattıklarını anlamalıdır. Ayrıca, fon sağlayıcı
AE politikalarına tabi olan araştırmacılar için yarattıkları ikilemi de anlamalıdırlar. Bu
ikilemler havuz tabanlı veya yeşil AE ile çözülebildiğinden (3.10 ve 3.13’te daha
fazla), komiteler yeşil AE’yi olumlu bir şekilde teşvik etmeli ve genç araştırmacıları
kendileri için seçenek bulmaya veya sorunu nasıl çözeceğini keşfetmeye izin
vermemelidir. Her durumda, komiteler değerlendirmelerini yayınladıkları dergilere
değil, adayın çalışmalarının kalitesine dayandırmalıdır. Metrik kullanıyorlarsa, dergi
düzeyinde değil, makale veya yazar düzeyinde metrikler kullanmalıdırlar.
2.5. Araştırma kurumlarının Araştırma Değerlendirme Deklarasyonu’nu (DORA)
imzalamasını ve bunu uygulamak için adımlar atmasını öneriyoruz. Aynı doğrultuda,
Leiden Araştırma Metrikleri Manifestosu’nu, Hong Kong İlkelerini ve Paris Araştırma
Değerlendirme Çağrısını destekliyoruz. Diğer fon sağlayıcıların, yalnızca DORA veya
eşdeğer bir ilkeler dizisini imzalamış ve bunları uygulama taahhüdü gösteren
kurumlara hibe verme konusunda Wellcome Trust, Templeton World Charity
Foundation ve UKRI’ye katılmalarını tavsiye ederiz.
2.6. Üniversite araştırma inceleme kurulları ve finansman kuruluşları, araştırma
inceleme yöntemlerini değiştirmek ve yeni uygulamaları teşvik etmek için güçlü bir
konumdadır. Bu pozisyonu akıllıca kullanmazlarsa, açık erişimin geliştirilmesi ve
benimsenmesi için büyük bir engel olabilirler. Dikkatli kullanıldıklarında AE’nin
önemli bir hızlandırıcısı olabilirler. Araştırma kurumları, terfi ve görev süresi
sürecinin teşviklerini açık araştırmanın ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirmek için
vicdani bir şekilde çalışmalıdır.
2.7. Dergi sıralamasını ve dergi düzeyindeki metrikleri düşürmek, araştırma
kültüründe değişiklikler gerektirecektir. Dergileri ve yayıncıları değil, eserleri ve
insanları değerlendirmeyi gerektirecektir. Nicel metriklerden nitel metriklere geçişi
gerektirecektir. Araştırmacıların dergi düzeyindeki metriklerin yapaylığını ve
alakasızlığını ve onları araştırma için terk etmenin yararını anlamalarını
gerektirecektir.
Akademisyenlerin kalite yargılarını yayıncılara veya yayıncı kararlarından
kaynaklanan verileri dış kaynak kullanımına bırakmalarını ve kaliteyi kendileri
yargılama sorumluluğunu üstlenmelerini gerektirecektir.

3. Makale işleme ücretleri

Yazarları ekonomik gerekçelerle asla dışlamayan kapsayıcı yayın ve dağıtım
kanalları öneriyoruz. Makale işleme ücretlerinden (APC’ler) uzaklaşmanızı öneririz.
Uygulanabilir alternatifler uzun süredir var olmuştur, ancak bunlar sistematik olarak
yeterince fark edilmemekte, yeterince tartışılmamakta, yeterince takdir edilmemekte,
yeterince finanse edilmemekte ve yetersiz kullanılmaktadır. AE araştırmasının
hakkaniyetini, kalitesini, kullanılabilirliğini ve sürdürülebilirliğini geliştirmek için bu
alternatiflerden tam olarak yararlanmanızı öneririz. APC’lere diğer alternatifleri
belirlemek için yatırımlar ve yaratıcı keşifler öneriyoruz.
3.1. APC’ler, kendilerine ödeme yapacak fon bulamayan yazarları dışlar. Bu
kategori, orantısız bir şekilde küresel güneydeki birçok yazarı içerir. Aynı zamanda
kuzeydeki daha az ayrıcalıklı kurumlardan bağımsız akademisyenleri ve yazarları da
içerir. APC’ler, çalışmanın kalitesine veya önemine dikkat etmeden, ekonomik
gerekçelerle yazarlara karşı ayrımcılık yapar. Dolayısıyla bu model hem yazarlara hem
de bu eserden yararlanabilecek okuyuculara zarar vermektedir. Bu model aynı
zamanda bu eserlerin ve yazarlarının bakış açılarını, temsil ettikleri bölgelerin ve
disiplin alanlarının bakış açılarını ihmal ettiği için araştırmaya da zarar vermektedir.
Dolayısıyla bu model, gönderilen çalışmanın içsel niteliklerine yabancı kabul kriterleri
ekleyerek dergilerin kapsamayı düşündükleri disiplin alanlarını ve konularını temsil
etme biçimini bozmaktadır. Okuyuculara daha fazla özgürlük sağlamak için
abonelikleri ve diğer ücretli engelleri kaldırmaya çalıştığımız gibi, yazarlara daha fazla
özgürlük vermek için APC ödemeyi kaldırmaya çalışıyoruz.
3.2. APC’ler, abonelik fiyatları kadar opak ve anlaşılmazdır. Belirli bir APC tabanlı
derginin dışındaki yazarlar, üniversiteler, kütüphaneler, fon sağlayıcılar ve diğer
paydaşlar, APC’nin hangi dergi giderlerini karşıladığını veya APC’nin dergi giderlerini
ne kadar aştığını söyleyemez. (En büyük yayıncılar için yıllık olarak açıklanan kâr
marjlarında bir ipucumuz var.) Bu sistemin dışında hiç kimse, APC’lerin yayıncının
üretim maliyetlerine mi yoksa üniversitelerin harcama geçmişine mi dayandığını
söyleyemez; yayıncıların incelemelerinin prestijine veya etki faktörlerine göre bir prim
alıp almadığını, ya da yayıncının piyasanın taşıyacağına inandığı ve eski kar marjlarını
korumayı veya aşmayı amaçladığı kadar ücret alıp almadığını da söyleyemez. Aynı
nedenle, APC “indirimleri” mantıksız ve anlaşılmazdır; bunlar tamamen keyfi
indirimlerdir. Diğer zararların yanı sıra, APC’lerin opaklığı, APC enflasyonunu ve
sunulan hizmetlerin çok ötesinde ödemeleri desteklemektedir. Ancak, APC’ler daha
düşük olsa ve yayıncılar APC’lerin kapsadığı maliyetler konusunda daha şeffaf hale
gelse bile (coAlition S ve FAIR Açık Erişim İttifakı’nın hedefi), yine de APC’lere
alternatiflerden daha iyi yararlanmanızı tavsiye ederiz. Daha düşük APC’ler ve şeffaf
bir şekilde yayıncı maliyetlerine bağlı APC’ler, liyakatle ilgisi olmayan yazar taraflı
engeller olmaya devam eder ve daha adil ve kapsayıcı bir araştırma iletişimi sistemine
doğru ilerlemeyi engeller.
3.3. Bu amaçlar için, APC’lerin yazarlar adına üniversiteler ve fon sağlayıcılar
tarafından ödenip ödenmediği önemli değildir. Birçok yazarın bu ücretleri
ödeyebilecek veya ödemeye istekli kurumlarla bağlantısı yoktur. Bu nedenle bu
yazarlar, bu ücretleri ödeme konusundaki kişisel yetenekleri temelinde değil, kurumsal
bağlılıkları temelinde -ki çalışmalarının kalitesiyle ilgisi olmayan başka bir değişken-
temelinde ayrımcılığa uğruyor. Araştırmalar, kuzey ülkelerinden gelen yazarların,
güney ülkelerinden gelen yazarlara göre APC’nin ödenmesi için hibe bulma
olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, APC’nin ödeme
sorumluluğu, adil olmayan bir şekilde, çok az finansman olanağına sahip olan ve bu
maliyetleri en az karşılayabilen yazarlara düşmektedir. APC’lerin kurumlar veya
finansman kuruluşları tarafından finanse edilmesi, yalnızca ona en az ihtiyacı olan
yazarlara yardımcı olur ve bu nedenle mevcut eşitsizlikleri şiddetlendirir. Tabii ki,
daha fazla kurum- daha fazla bölge ve ekonomik katmanda- APC’leri ödemeye istekli
olsaydı, bu değişebilirdi. Ancak APC’ler başka sorunları da beraberinde getirdiğinden
ve araştırma yayınlamak için gereksiz olduklarından, kurumların APC’lerin kendileri
yerine APC’lerin alternatiflerine yeni para harcamalarını öneriyoruz.
3.4. Kurumlar, öncelikli olarak APC’lere ödeme yaparak AE’yi desteklediğinde,
APC’siz veya elmas dergilere APC’leri ücretlendirmeye başlamak için ters bir teşvik
verirler. Aynı nedenle, düşük APC dergilerine APC’lerini yükseltmek için ters bir
teşvik veriyorlar. Bu sonuçlar, APC’lerin çalışmalarından yararlanacak dışlanmış
yazarlara ve okuyuculara verdiği zararı ağırlaştırmaktadır. Okurlara verilen zarar
küreseldir ve yazarlara verilen zarar, disiplinler ve bölgeler arasında eşit değildir.
3.5. APC’ler, aldattıkları tüm araştırmacılara zarar veren hileli ve yağmacı dergileri
besler. Tüm yağmacı dergiler açık erişim dergileri olmasa da bu dergiler açık erişim
imajına da zarar vermektedir. Küresel açık erişim topluluğu şu anda güvenilir
dergilerin listelerini sağlayarak ve açık erişimdeki dergilerin çoğunluğunun
güvenilirliği ve kalitesi hakkında paydaşları eğitmeye çalışarak bu sorunla mücadele
ediyor. Bu adımlar faydalıdır ve devam etmelidir. Ancak aynı zamanda yayın
ücretlerinden feragat ederek yağmacı dergilere de son vermeliyiz.
3.6. APC’lerin her zaman iki ana alternatifi olmuştur: Havuz tabanlı (veya “yeşil”)
AE dergileri ve APC’siz (veya “elmas”) AE dergileri. Yeşil ve elmas AE, yalnızca
okuyuculara değil, okuyuculara ve yazarlara da açık olduğundan, onlara daha fazla
dikkat, daha fazla kullanım, daha fazla finansman ve daha fazla öncelik vermenizi
öneririz. Kaynakları APC tabanlı AE’den yeşil ve elmas AE’ye kaydırmak,
araştırmanın kalitesini veya açıklığını düşürmeden küresel araştırmalarda daha fazla
sesin duyulmasını sağlayacaktır. Bu aktarım, daha önce dışlanan bakış açılarını
paylaşarak araştırmanın kalitesini artıracaktır. Kâr amacı gütmeyen araştırma
kurumlarından kâr amacı güden şirketlere akan parayı azaltacak ve bilimsel iletişim
üzerindeki topluluk kontrolünü güçlendirecektir.
3.7. APC ödemesi gerektiren dergilerde yayınlanan makalelerin, Budapeşte
Girişimi tarafından açık erişime verilen anlamda açık erişim olmadığını iddia
etmiyoruz. Bu makaleler açık erişimdir. APC tabanlı AE büyüdüğünde, AE büyür.
Buradaki görev, AE olmayan çalışmaları AE yapmak değil, yazarları alakasız
gerekçelerle dışlamayı durdurmak, bu dışlamalar yoluyla araştırmayı çarpıtmayı
durdurmak, AE’nin ekonomisini karartmayı bırakmak, gereğinden fazla ödemeyi
durdurmak, akademik sektörden ticari sektöre sınırlı fon akışını durdurmak,
araştırmanın sürdürülebilirliğini yayıncı gelirlerinin sürdürülebilirliğine bağlamayı
bırakmak ve bu sonuçlarla bir iş modeli yerleştirmeyi bırakmaktır. Benzer şekilde:
Birçok kurum, hibrit AE dergilerindeki AE makalelerinin iyi niyetli AE olduğunu
kabul ederken bile, uzun zaman önce hibrit dergilerde APC ödememeye karar verdi.
Buradaki görev, AE dışı işleri AE yapmak değil, zararlı bir iş modelini beslemeyi,
teşvik etmeyi ve sağlamlaştırmayı bırakmaktı.
3.8. APC’lere önemli miktarda para ödeyen üniversiteler ve fon sağlayıcılar, bunun
yerine yeşil ve elmas AE;ye yatırım yapmalıdır. Birçok APC tabanlı AE dergisi ve AE
olmayan birçok dergi, bu yatırımın yardımıyla elmas AE;ye geçiş yapabilir, hatta bunu
onsuz yapamazlar bile. Bazı dergilerin bu model değişikliğini yapamaması durumunda
yazarlar ve kurumlar, yazarları ekonomik gerekçelerle dışlamayan dergileri tercih
etmelidir.
3.9. Yayıncılar geçmişte, hakemli makalelerin açık depolarda depolanmasının,
geleneksel abonelik temelli dergilerde hakemli makalelerin yayınlanmasını
engellediğini ve hatta tehdit ettiğini öne sürerek Yeşil AE’yi bir parazit olarak
adlandırdılar. Yeşil AE’nin büyümesinin neden olduğu herhangi bir dergi iptalini hala
bilmiyoruz. (Aslında, yayıncıların kendileri, dergi iptallerinin başlıca nedeninin kendi
fiyat artışları olduğuna dair kanıtlar üretmiştir.) İtiraz bugün daha az yaygındır, çünkü
kısmen daha önce bunu geliştiren yayıncılar kendi APC tabanlı AE dergilerini
yayınlamaya başlamışlardır. (Aynı nedenlerle, yayıncılar, APC’lerin dergilere yeni
çalışmaları kabul etmeleri için ödeme yaparak standartları düşürdüğüne dair eski
itirazlarını büyük ölçüde kontrol altına aldılar.) Daha da önemlisi, yeşil AE’nin
hakemli dergilere yönelik sözde tehdidi, APC’li veya APC’siz hakemli AE dergileri
için geçerli değildir. Ön baskılar için yeşil AE için de geçerli değildir. Ayrıca,
gönderilen makaleler için yeşil AE veya eşdeğerini gerektiren açık hakem
değerlendirmesini kullanan hakemli dergiler için de geçerli değildir. Ayrıca, hakemli
incelemeye tabi tutulan ve dağıtım altyapısı olarak küresel AE veri havuzları ağını
kullanarak yeşil ve altın arasındaki ayrımı bulanıklaştıran yer paylaşımlı dergiler için
de geçerli değildir. Tüm bu cephelerde büyümeyi destekliyoruz- hakemli AE dergileri,
ön baskılar, yer paylaşımlı dergiler. Ayrıca, akran incelemesi de dahil olmak üzere
yeni fayda katmanları ile küresel AE havuzları ağını geliştirmek ve küresel AE
topluluğunun yeşil AE’den daha iyi yararlanmasına yardımcı olmak için COAR yeni
nesil havuz projesini destekliyoruz.
3.10. Tüm yeni araştırma makalelerinin dergiler aracılığıyla (APC’li veya APC’siz)
AE olduğu bir dünyada bile, birçok bilimsel amaç için hala yeşil AE isteyeceğiz. Ön
baskılar için, yeni çalışmaların erken zaman damgaları için, yayınlandıktan sonra
güncellenen sürümler için, yer paylaşımlı dergiler için, koruma için, metin ve veri
madenciliği için ve veri kümeleri, kaynak kodu, kitaplar, tezler, baskıdan
sayısallaştırılmış eserler ve yenilikçi yeni bilim türleri gibi dergilerde yayınlanmayan
araştırma çıktıları için yeşil AE isteyeceğiz. AE için tercih edilen mekân olarak
dergiler yerine havuzları seçen kurum ve ulusların politikaları için yeşil AE
isteyeceğiz. Bu, yazarları çalışmalarının yayınlanması için dergi seçimlerinde
sınırlamayan kurumsal politikaların yanı sıra genç araştırmacıların finansman
kuruluşları tarafından dayatılan açık erişim gereksinimlerine uyarken terfi veya görev
süresi komitelerinden gelen taleplere uymalarına izin veren politikaları içerir. (daha
fazlası için 2.4 ve 3.12. maddelere bakınız). Son olarak, APC tabanlı AE dergileri
dahil olmak üzere diğer kanalların, yazar boykotları veya ekonomik sürdürülemezlik
dahil olmak üzere herhangi bir nedenle başarısız olması veya daha az çekici hale
gelmesi durumunda, AE araştırması için olgun ve yaygın olarak kabul edilen bir kanal
olarak yeşil AE isteyeceğiz.
3.11. Birçok bölge ve disiplinde, APC tabanlı dergiler aracılığıyla AE, uzun
zamandır en yaygın olarak bilinen AE biçimi olmuştur. Aslında, birçok paydaş hala
tüm AE’nin APC tabanlı altın AE olduğunu iddia etmekte veya varsaymaktadır. Bu
yanlış anlama, açık arşivler açık erişim dergilerinin ortaya çıkmasından önce var
olmasına ve tarih boyunca onlarla birlikte var olmalarına rağmen devam etmektedir.
APC tabanlı AE dergileri, hakemli AE dergilerinin azınlığı olmasına rağmen bu
durum devam etmektedir. (18 Ocak 2022 itibariyle, Açık Erişim Dergileri Dizini’nde
listelenen dergilerin yalnızca %30,4’ü APC ücretlidir, ancak 2020’de AE dergilerinde
yayınlanan makalelerin %65’i APC türünde yayınlanmıştır.) Bu yanlış anlama
zararlıdır. Yeşil AE politikaları kapsamındaki yazarlar (bir arşivde depozito
gerektiren) yanlışlıkla altın AE politikaları kapsamında olduklarını düşünürler (belirli
bir tür dergiye gönderilmesini gerektirir). Çalışmalarını AE yapmak isteyen yazarlar,
yanlışlıkla sadece APC tabanlı dergileri tek seçenekleri olarak düşünürler. Bir APC’yi
karşılayacak fon bulamazlarsa, yanlışlıkla işlerini AE yapamayacakları sonucuna
varırlar. AE dergilerini desteklemek isteyen kurumlar kendilerini yanlışlıkla APC
tabanlı dergilerle sınırlandırırlar. AE’ye geçiş yapmayı düşünen abonelik dergileri,
yanlışlıkla müzakerelerini APC iş modelleriyle sınırlandırır ve diğer modelleri dikkate
almaz. Tüm dergilerin AE’ye çevrildiği bir dünyada, küresel araştırma topluluğunun
hakemli dergi makaleleri için ne ödeyeceğini düşünenler, analizi, topluluğun
APC’lerde ödeyeceği ücretle yanlışlıkla sınırlandırıyor. Yazarların AE’ye yönelik
tutumlarına ilişkin anketler, yanlışlıkla kendilerini APC tabanlı AE dergileri
hakkındaki sorularla sınırlandırmaktadır. APC’nin ödemeye dayalı açık erişim
modelini destekleyenler de dahil olmak üzere tüm ilgililer, ortaya çıktıklarında bu tür
yanlış anlamaları ortadan kaldırmalıdır. Bu konudaki iletişimleri çok net olmalıdır.
AE, yalnızca dergiler tarafından değil, havuzlar da dahil olmak üzere birçok kanal
tarafından sunulur. AE dergileri yalnızca APC’leri değil, birçok farklı iş modelini
kullanır.
3.12. Yeşil AE’den nasıl daha iyi yararlanabiliriz? Daha fazla kurum, yalnızca Yeşil
Yol’;a dayanan veya Yeşil Yol ile Altın Yol arasında tarafsızlığı hedefleyen açık erişim
politikaları oluşturmalı, böylece yazarlar, açık erişim açısından yasal gerekliliklerle
karşı karşıya kaldıklarında bir seçeneğe sahip olmalıdır. Üniversite AE politikalarının
çoğu hala yalnızca yeşildir ve bunu alkışlıyoruz. Fon verenlerin çoğunun AE
politikaları hala yalnızca yeşildir ve artan sayıda altını tercih etmektedir. Plan S ve
UKRI politikası gibi bazıları, her iki tür uyumluluk seçeneğiyle yeşil-altın nötrdür.
Yeşil AE’den daha iyi yararlanmanın bir başka yolu da daha fazla üniversitenin,
çalışmaları doğrudan kurumsal havuzlarına otomatik olarak yerleştirmek için
yayıncılarla pazarlık yapmasıdır. Uluslar, ulusal arşivlere veya bölgesel üniversite
arşivlerine otomatik olarak para yatırmak için yayıncılarla pazarlık yapmalıdır. Daha
fazla üniversite ve fon sağlayıcı, yayıncılar izin vermediğinde yeşil AE’ye izin vermek
ve yazarlar ve kurumlar başka türlü gerekli haklara sahip olmayacakken ambargosuz
ve açık lisanslı yeşili desteklemek için hakları koruma politikaları benimsemelidir.
Daha fazla ülke aynı etkiye sahip “Taverne tarzı” telif hakkı düzenlemelerini
benimsemeli veya kısıtlamaları ve ambargoları kaldırarak mevcut düzenlemeleri
güçlendirmelidir. Acil ve açık lisanslı AE isteyen daha fazla kurum ve ülke, yeşil
AE’nin bu koşulları karşılayabileceğini anlamalıdır. Daha fazla üniversite, kurumsal
veri havuzu için kurumun araştırma çıktısını toplamak için sistematik ve yeterince
finanse edilmiş çabalar başlatmalıdır. APC’lere ödeme yapan üniversiteler (yayıncı
sözleşmeleri veya özel fonlar aracılığıyla), bu paranın artan yüzdelerini ve abonelik
bütçelerinin artan yüzdelerini aynı yeşil AE çabalarına yönlendirmelidir. Altın AE’yı
teşvik eden veya talep eden ve kapsam dahilindeki tüm yazarlar için APC’leri ödemeyi
zor bulan üniversiteler ve fon sağlayıcılar, yeşil AE’yi teşvik etmeli veya talep etmeli
ve bunun yerine kapsanan çalışmaları AE havuzu için toplamak üzere projeye yatırım
yapmalıdır. Daha fazla yazar ve kurum, açık lisans kullanan ve özel hak talep etmeyen
dergileri tercih etmeli, daha fazla makaleyi ve daha fazla sürümü depoya yatırmak için
serbest bırakmalıdır. Daha fazla yazar ve kurum, nihai yazarın versiyonunun
genellikle son yayınlanan versiyonla büyük ölçüde aynı içeriği içerdiğini anlamalıdır.
Son olarak (2.4 ve 3.10 numaralı maddelere atıfta bulunularak), hem finansman
sağlayan kurumlar hem de üniversiteler erken aşamadaki araştırmacıların yeşil yolu
izlemelerine ve fon sağlayıcıların politika gereksinimlerini karşılamalarına yardımcı
olmalıdır.
3.13. Elmas AE’den nasıl daha iyi yararlanabiliriz? Daha fazla üniversite, fon
sağlayıcı ve hükümet, elmas yolun manevi desteğinin ötesine geçmeli ve ona finansal
destek sağlamalıdır. Fakülteleri veya hibe alanlar tarafından yönetilen veya
düzenlenen elmas dergilerine doğrudan katkıda bulunabilirler. Open Library of
Humanities, OPERAS ve Redalyc-AmeliCA gibi elmas AE girişimlerini
destekleyebilirler. Veya Fair Open Access Alliance (FOAA), Free Journal Network
(FJN), JISC, LingOA veya Open Access Community Investment Program (OACIP)
gibi kuruluşlar aracılığıyla elmas AE’yi dolaylı olarak destekleyebilirler. Elmas Açık
Erişim Eylem Planının tavsiyelerine göre hareket edebilirler. APC’lere ödeme yapan
üniversiteler ve fon sağlayıcılar, elmas AE dergilerini desteklemek için bu paranın
artan yüzdelerini yönlendirmelidir. Kütüphaneler, aynı amaç için abonelik
bütçelerinden fonları yönlendirmelidir. APC’lere mali destek sağlayanlar, APC
olmayan AE dergiler için en azından mali destek sağlamalıdır. Akademisyenler ve
elmas AE yayıncıları, elmas dergilerinin faturalarını ödemek için fon bulmasının
çeşitli yollarını belgelemeye yardımcı olmalıdır. Nasıl abonelik dergileri sıklıkla
AE’ye dönüştürme olasılığını araştırıyorsa ve hibrit dergiler genellikle hibrit olmayan
AE’ye dönüştürmeyi araştırıyorsa, daha fazla APC tabanlı AE dergileri elmas AE’ye
dönüştürme olasılığını araştırmalıdır. Mevcut elmas AE dergileri, APC’siz modeli
neden benimsediklerine ve pratikte nasıl çalıştığına ilişkin modeli dikkate alarak
dergilerle birlikte çalışarak bu araştırmayı desteklemelidir.

4. Oku ve yayınla sözleşmeleri

AE araştırmasını yayınlamak için para harcadığımızda, AE’nin araç olduğu
hedefleri hatırlamalıyız. Dünyanın tüm bölgelerine fayda sağlayan, akademik
liderliğindeki ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından kontrol edilen, yeni AE
literatürünü ticari olarak baskın dergilerde yoğunlaştırmaktan ve bu hedeflerle çelişen
yerleşik modellerden kaçınan yayıncılık modellerini tercih etmeliyiz “Ofset”, “oku ve
yayınla” “dönüştürücü” denilen sözleşmelerden uzaklaşmanızı öneririz.
4.1. Bu sözleşmelere toplu olarak oku ve yayınla sözleşmeleri olarak atıfta
bulunacağız, ancak bunların birçok çeşidi olduğunu kabul edeceğiz. "Dönüştürücü"
terimini, kendi kendini açıklayıcı olmadığı için, diğer dönüştürücü veya dönüşümsel
girişimlere uygulanabilecek yararlı bir terimin önüne geçtiği ve açıklayıcı olmaktan
çok yüceltici olduğu için kullanmıyoruz.
4.2. Öncelikle, muhataplarımızın bu sözleşmelr konusunda ikiye ayrıldığını
belirtelim. Bazıları onları destekler, bazıları desteklemez.
4.3. Oku ve yayınla sözleşmeleri, AE makalelerinin sayısının artmasında olumlu bir
etkiye sahiptir. Bu büyümeyi memnuniyetle karşılıyoruz, ancak aynı zamanda bunu
birincil hedefimiz haline getirmekten ve başka hedefler pahasına peşinden koşmaktan
da endişe duyuyoruz. Bu sözleşmeler, APC tabanlı modele bağlıdır ve onu daha da
güçlendirmektedir. Bu nedenle AE içeriğindeki artış, bazı yazarları dışlayan
yöntemlerle gerçekleşir. AE külliyatını, kurumsal bağlantılarına veya ekonomik
koşullarına bakılmaksızın yazarları içeren yöntemlerle büyütmek istiyoruz. AE’nin
sunduğu hedeflere yeniden odaklanmak istiyoruz. Son olarak, gereğinden fazla ödeme
yaparak ve kısa vadeli büyümeyi uzun vadeli büyümenin önüne koyarak bu
sözleşmelerin sürdürülemez olduğuna inanıyoruz.
4.4. Savunucular genellikle bu sözleşmelerin APC’lerden vazgeçtiğini söylüyor.
Ama bu yanıltıcıdır. Yazarlar, kapsanan dergilerde APC ödemezken ve APC’leri
ödemek için fon aramasına gerek kalmazken, müzakereler sonunda kurumun taşıması
gereken belirli bir yayın maliyeti üzerinde anlaşmaya varırlar. Kuruma yüklenen bu
maliyetler, APC’ler veya mevcut amaçlar için eşdeğerdir. Bu sözleşmeler, APC’leri
ortadan kaldırmak yerine, kurumların yazarlar adına ön ödeme yapmalarını düzenler.
(Bazı nüanslar için bkz. 4.10.) Bu düzenleme, yazara dönük APC’lere göre bir
ilerlemedir, ancak yine de APC’lerin diğer dezavantajlarını taşır. Bu sözleşmelerle ön
ödemeli APC’ler, yazara dönük APC’ler kadar opak ve anlaşılmazdır. Aynısı, teslim
etmeleri gereken APC feragatleri ve indirimleri için de geçerlidir. İki tarafın
hesaplama için kullandığı tutarı biliyor olabiliriz, ancak hangi yayıncı giderlerini
karşıladığını veya yayıncının giderlerini ne kadar aştığını bilmiyoruz. Konuyla ilgili
bazı varyasyonlarda, sözleşmeler bir üniversiteye sınırsız sayıda feragat verir. Bu gibi
durumlarda, kapsanan yazarlar kapsanan dergilerde yayınladıkça APC veya
eşdeğerinin fiyatını düşürür. Bu, bu özelliği olmayan varyasyonlardan daha iyidir,
ancak bu modelle ilgili diğer sorunları ele almaz ve hatta kapsanan araştırmanın büyük
bölümünü ticari olarak baskın yayıncı katmanına yönlendirme sorununu daha da
kötüleştirir (bkz. 4.9). Yazarları bu sözleşmeleri karşılayamayacak kurumlardan hariç
tutar. Bu sözleşmeler ayrıca yazarların veya kurumların daha düşük APC’li veya
APC’siz dergileri tercih etme teşviklerini (tüm AE dergilerinin çoğunluğunu
hatırlayın) ve fon sağlayıcıların üniversitelerle birlikte APC’lere ödeme yapmalarını da
azaltır.
4.5. Bir dergi APC’si, örneğin oldukça seçici dergilerdeki yüksek harcamalara bağlı
olduğu için yüksek olabilir. Bu durumlarda sorun, APC’nin derginin masraflarını
karşılamak için gerekenden fazla olması değildir, ancak yine de bu amaç için
gerekenden fazla olabilir. Sorun şu ki, aynı makaleyi başka bir mekânda, örneğin daha
düşük APC’ye sahip bir dergide, APC’siz bir dergide veya bir AE deposunda
yayınlamak gerekenden daha fazlasıdır. Bu sorun, üretim maliyetleri ve APC’leri daha
düşük olanlar da dahil olmak üzere, APC tabanlı AE dergilerine özgüdür. Aynı
araştırmanın ücret ödemeden paylaşılabildiği durumlarda araştırmayı paylaşmak için
ücret ödemenin özel ve ağır bir gerekçesi olmalıdır. Yazar aynı makaleyi başka bir
yerde yayınlayabiliyorsa, ödemenin makalenin kalitesini artırması gerekçe olamaz.
Amacı bir derginin markası, prestiji veya metrik puanları için ödeme yapmak
olduğunda, ödeme makalenin kalitesini iyileştirmez. Bu ücretler, iyileştirilmiş kalite
için değil, iyileştirilmiş kalite algısı için ödeme yapar. Kariyer gelişiminin bu algıya
bağlı olabileceğini anlıyoruz. Ancak bu çözülmesi gereken bir problemdir, uyum
sağlanacak değişmez bir gerçeklik değildir. En adil, sürdürülebilir ve akademik olarak
dürüst çözüm, araştırma değerlendirme komitelerinin araştırmanın nerede
yayınlandığına daha az ve araştırmanın kalitesine daha fazla dikkat etmesidir. (Bkz.
Tavsiye 2.) Bu komiteler, diğer tüm paydaşların üzerinde, ikisi farklı olduğunda prestij
yerine kaliteye odaklanmalıdır. APC’lerin üretim maliyetlerine yakından bağlı olup
olmadıklarına bakılmaksızın, onlara ödeme yapmak, tüm disiplinler, bölgeler ve
ekonomik tabakalar için sürdürülebilir bir şekilde ölçeklenen modelleri teşvik etme
mücadelesinden vazgeçer.
4.6. Bu sözleşmeler kapsamındaki dergiler abonelik talep etmeye ve makalelerinin
yalnızca bir kısmını AE yapmaya devam etmektedir. Bunlar hibrit dergilerdir. Birçok
üniversite ve fon sağlayıcının uzun zamandan beri karar verdiği gibi, hibrit dergilerde
APC ödememenizi tavsiye ediyoruz. Bunun bir nedeni, sınırlı APC fonlarının daha da
ileri gitmesidir. Bir diğeri, hibrit dergilerin abonelik gelirinden de yararlanmasına
rağmen, hibrit dergilerin tam AE dergilerinden daha yüksek ortalama APC’;ler talep
etmesidir. Bir diğeri, hibrit dergilerin genellikle çift ücretli olmasıdır (AE makaleleri
için, bir kez abonelikler aracılığıyla ve bir kez de APC’ler aracılığıyla olmak üzere iki
kez ücretlendirilir). Tam veya hibrit olmayan AE dergileri çift ücret yapamaz. Ancak
asıl sebep, parayı alan yazarlar ve dergiler için doğru olmayan teşvikler yaratmaktan
kaçınmaktır. Hibrit dergilerde APC’lere ödeme yapmak, dergilere hibrit kalmaları için
ödeme yapar. Birçok kurumun amaçladığı ve sözleşmelere ne zaman gireceklerini
tahmin ettiği tam AE’ye dönüşüme direnmeleri için onlara ücret öder (sonraki 4.7′;de
daha fazlası).
4.7. Bu sözleşmelerin savunucuları genellikle kapsanan dergilerin hibritten tam
veya hibrit olmayan AE’ye dönüşeceğini öngörür. Ancak çok fazla dönüşüm
görmüyoruz. Yayıncıların dönüşüm planlarını da görmüyoruz. Dönüşümü sözleşmenin
uygulanabilir bir hükmü haline getiren sözleşmeler de görmüyoruz. Aksine (4.6), bu
sözleşmelerin kapsadığı dergilerin hibrit kalması ve dönüşüme direnmesi için teşvikler
görüyoruz. Bununla birlikte, hibritten tam AE’ye sözleşmeye dayalı dönüşümler
görmeye başlasak bile, yeni AE dergileri APC’lere dayanıyorsa, bunun önemli bir
ilerleme olmayacağını unutmayın.
4.8. Birçok kurum bu sözleşmeleri kısmen beklenen dergi dönüşümlerini getirip
getirmeyeceklerini görmek için yapar. Deneyleri destekliyoruz ve bu kurumların
desteklerini uygun şekilde deneysel veya geçici hale getirmelerini öneriyoruz.
Örneğin, coAlition S bu sözleşmeleri 2024’ün sonuna kadar desteklemeye istekli,
ancak bundan sonra değil. Bibsam’ın oku ve yayınla sözleşmeleriyle ilgili ilk elden
deneyimine dayanan İsveç’in Bibsam Konsorsiyumu bu karara yakın zamanda katıldı.
Benzer şekilde, coAlition S fonları, tam AE’ye dönüşüm yönünde gözle görülür
ilerleme kaydeden hibrit dönüştürücü dergilerdeki APC’lere ödeme yapmaya isteklidir,
ancak bu yalnızca 2024’ün sonuna kadardır.
4.9. Bu sözleşmeler, yeni AE literatürünün çoğunu kendilerine yönlendiren en
büyük ve en zengin yayıncılar tarafından yapılma eğilimindedir (4.4). Bu, mevcut
yayıncılık ortamının tekel etkisini ağırlaştırır ve elmas AE dergilerini (çoğunluk,
hatırlayın), doğuştan AE dergilerini, tam veya hibrit olmayan AE dergilerini ve daha
küçük, kâr amacı gütmeyen, araştırma kurumları için daha ucuz olabilecek veya
bunların bir kombinasyonu olan dergileri hariç tutar. Bu anlamda, bu sözleşmeler
yalnızca APC modelini sağlamlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda mevcut dergi prestij
sistemini ve bu sistem altındaki mevcut kazananları da sağlamlaştırır. Aynı şekilde, bu
sözleşmeler en büyük ve en zengin üniversiteler tarafından yapılma eğiliminde olup,
bunlar ve daha az varlıklı kurumlar arasındaki yayıncılık-erişim boşluğunu
daraltmaktan ziyade genişletir.
4.10. Elmas AE dergileri (Madde 3.13) için önerdiğimiz finansal destek, bu
sözleşmeler tarafından sağlanan AE dergileri için sağlanan mali destekten iki şekilde
farklıdır. İlk olarak, elmas AE dergileri hibrit dergiler değildir. İkincisi, elmas AE
dergileri, yalnızca sözleşmeye katılan kurumlara bağlı olanlara değil, tüm yazarlara
ücretsiz yayın sunar.
4.11. Deneyleri desteklediğimiz için, bu sözleşmeler itirazlarımızı karşılayan dergi
dönüşümlerine neden olmaya başlarsa konumumuzu değiştirmeye hazırız. Bu
anlamda, pek çok kurum ve yayıncının tema üzerinde yeni varyasyonlar geliştirmesi
cesaret vericidir.

15 Mart 2022
Türkçe’ye Çeviren: Pelin Karcı Kandemir
Turkish translation by Pelin Karcı Kandemir